Kainat kitabının katibi (cc), kudret kalemine onun (a.s.m.) nurunu mürekkep eyledi. Her şey onun nurundan yaratıldı ve yine herşey, onun getirdiği nurla anlamını buldu. Maddi manevi karanlıklar içerisinde kalmış insanlık,t arihin pek çok devrinde onun getirdiği nurla nefes aldı ve almaya da devam ediyor.

Bugün de dünyanın, içine girdiği küresel ekonomik krizden, ancak onun getirdiği nurla, yani İslam’ın esaslarını rehber almakla çıkılabileceği, giderek daha iyi anlaşılıyor.

İnsanlık tarihi en zor şartlarda, en kıt imkanlar, hatta imkansızlıklar içerisinde mutluluğu en üst seviyede yakalamış bir döneme kavuşmuştur. O da Hz. Peygamber’in (a.s.m) başlarında bulunduğu SAHABE denilen seçkin topluluğun yaşadığı dönemdir. Bizler de ışığımızı oradan almaktayız.Onun içindir ki o döneme ASR-I SAADET yani mutluluk çağı denilmiştir.

Onların önlerinde her bakımdan örnek olan Allah Resulü(a.s.m) gibi bir rehber vardı. Onun SÜNNET-İ SENİYYE denilen emsalsiz hayatı, sözleri, getirdiği prensipler akli,kalbi,ruhi ve sosyal hastalıkları tedavi edebilecek ölçüleri, reçeteleri sunmaktaydı.

Bediüzzaman Said Nursi’nin tesbiti ile onun sünnet-i seniyyesi, ‘’ Saadet-i dareyn’in temel taşı, kemalatın madeni ve menbaı ve kıbleyi gösteren pusula misali karanlıkları aydınlatan bir önder’’ olmuştur.

1927’de Avrupada (Helsinki’de) toplanan, bir çok Batılı düşünür, ilim adamı ve hukukçunun katıldığı hukuk kongresinde, dünyanın içinde bulunduğu sıkıntılar; terör ve açlık belasından kurtuluş çareleri araştırılmış ve şu ortak hükme varılmıştır: ‘’ HZ. MUHAMMED’İN GETİRDİĞİ DİNİN KANUNLARI, YÜKSEK BİR TARZDA ALEMİN ISLAHINA KAFİDİR..’’

Filozof Shebol şöyle diyordu: ‘’ İnsanlık içerisinde Hz. Muhammet(s.a.v.) gibi birinin çıkmasıyla bütün beşeriyet iftihar eder.Çünkü o zat, ümmi olmasına rağmen on üç asır evvel öyle bir din getirmiştir ki, biz Avrupalılar iki bin sene sonra onun kıymet ve hakikatine yetişebilsek en mutlu insanlar oluruz. ‘’

Aynı toplantıda bir konuşma yapan İrlandalı 1925 Nobel Edebiyat Ödüllü Prof. Bernard Shaw ise: ‘’ Ben görüyor ve inanıyorum ki, insanlığa, ‘Hz. Muhammed(a.s.m) insanlığın kurtarıcısıdır’ demek borç olsun. Kurtarıcılık namı ona verilmelidir. ‘’

Evet Aziz Dostlar!

Acaba diyorum, biz Müslümanlar olarak nimetin içinde olduğumuzdan dolayı kıymetini idrak edemiyor muyuz diye aklımdan geçmiyor değil!Her neyse…

Son olarak Hz. Muhammed’in(a.s.m) getirdiği mutluluk esaslarının ana başlıklarını söyleyip sizin ferasetinize bırakalım.

1-Yardımlaşma ve zekat

2-Her şeyin emanet olduğu anlayışı

3-İsraf etmemek

4-Faizin yasaklanması

5-İktisat etmek

6-Tevekkülvari düşünmek

7-Şükür makinesini işletmek

8-Kanaatkar olmak

Küresel ekonomik krizin insanları sıkıntıya attığı bir dönemde Resul-i Ekrem’in (a.s.m) getirdiği ve bizzat hayata geçirdiği bu esaslar, insanları sıkıntılardan kurtarmakla kalmaz, krizlerden etkilenmedikleri gibi güven ve huzur içinde yaşarlar.

Cenab-ı Hak hepimize elimizin içinde olan bu reçeteyi kullanmayı nasip etsin.