Mehmet PAKSU

Mehmet PAKSU

Günahkâr iki kişi evlenebilir mi?

Günahkâr iki kişi evlenebilir mi?

Evlenmek isteyen iki kişi var. Erkek yıllar önce nefsine uymuş, çirkin bir fiil işlemiş, bir daha o kötü yola yönelmemiş. Kadın ise gayrimüslim birisiyle 1,5 yıl kadar evli kalmış fakat daha sonra ondan boşanmış. Şimdi bu iki kişi bu hatalarından dolayı tövbe istiğfar ettiler, Allah rızası için evlenmeyi düşünüyorlar. (Rumuz: Yeşil Kuş)

Evlenmeyi düşünmelerinde hiçbir sakınca yoktur.

Dini bir prensip olarak, bir insan büyük bir günah işledikten sonra, aynı günaha bir daha dönüp bakmaz, pişman olur, tövbe istiğfar eder, halini, yaşantısını düzeltirse, o günahtan kurtulur, temiz bir mü'min olur.

Kur'an'ın hükmü çok açıktır. Ayet diyor ki:

"Allah, kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz; onun dışında, dilediği kimsenin günahını bağışlar." (Nisa, 4:48,116)

Zümer Suresi'nde de şu müjde verilir:

"De ki: Ey nefisleri aleyhine haddini aşmış olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Hiç kuşkusuz, O çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. (39:53.)

Nur Suresi'nde "kötü fiili" işleyen ve iffetli bir kadına iftira edenler hakkında Kur'ân'ın hükmü belirtildikten sonra şu istisnaya dikkat çekilir:

"Ancak daha sonra tövbe edip ıslah olanlar müstesnadır. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir. (24:5.)

İslam'da herkes için, her zaman tövbe kapısı açıktır, hiçbir zaman kapanmaz. Çünkü Kur'ân, sürekli büyük günahlara düşmemeleri için mü'minleri ikaz eder, uyarır; insanlara günahların çirkin yüzünü gösterir, azapla korkutur, fakat ümitsizliğe düşmeyi reddeder.

İslam'ın bu şefkat dolu kurtarıcı eli ve günahkârlara kucak açması, hiçbir kimsenin günaha karşı olan hassasiyetini azaltmamalı, "Nasıl olsa tövbe ederiz" demek gibi bir hataya/yanlışa düşmemelidir.

Sözünü ettiğimiz bu konuya Kur'ân şöyle dikkat çekiyor:

"Ey insanlar! Allah'ın vaadi gerçektir; sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O çok aldatıcı olan şeytan da sizi Allah ile aldatmasın." (Fâtır, 35:5.)

Sinirlerim yıprandı hiçbir yere gitmek istemiyorum

Ben 7 yıl önce vesvese musibetine yakalandım. Önceleri sadece niyetlerimde vesvese oluyordu. Niyetimi tekrar edip duruyordum. Ama o zaman vesvese olduğunu bilmiyordum. Sonra abdestte, gusülde ve sünnetlerde de olmaya başladı. "Vesvese, Sebepleri ve Kurtuluş Yolları" isimli kitabınızı okudum ama içimi kemiren o kuruntudan kurtulamıyorum. Sinirlerim yıprandı. Hiçbir yere gitmek istemiyorum. Sizce kurtulabilir miyim? (Rumuz: Büşra)

Kurtulabilirsiniz, neden kurtulamayasınız...

Her derdin dermanı, her hastalığın şifası vardır. Allah bir dert/hastalık yaratmışsa mutlaka onun dermanını/şifasını da yaratmıştır.

Yüce Allah, "Biz Kur'ân'dan mü'minlere şifa ve rahmet olan şeyi indiriyoruz" (17:82.) derken, Peygamberimiz de ''Allah hastalığı ve ilacı yaratmıştır. Ey insanlar, tedavi olunuz" sözleriyle tedaviye teşvik ediyor.

Peygamberimiz öğrettiği iki tür tedavi şekli vardır.

Birisi bitkisel ve hayvansal ürünlerden yapılan ilaçlar, diyet ve perhiz olarak maddi tedavi usulü, diğeri de dua etmek ve sadaka vermek gibi manevi tedavidir.

Dünyada yüzde 2/3 insanda bulunan vesvese/takıntı/obsesif bozukluk bir hastalık türüdür.

Bunun tedavisi de iki türlüdür:

Birisi, vesvese hakkında bilgi sahibi olmak; nereden geldiğini, kimin körüklediğini, aslını faslını öğrenmektir. Ardından da psikolojik yardım alma, dua etme, şeytandan Allah'a sığınma yoluna başvurmaktır.

Diğeri de ilaç alarak psikiyatrik/tıbbî tedavidir.

Sözünü ettiğiniz kitabımızda hem bilgilenme vardır hem de manevi tedavi yolları anlatılır. Kitaptan hastalığın dış kaynaklı olduğunu, sizden beslenmediğini öğrenirsiniz, ruhen ve kalben rahatlarsınız.

Fakat psikiyatrik ve psikolojik tedaviyi hiçbir zaman ihmal etmeyin.

Bu arada abdest, gusül ve namaz gibi ibadetlerde yaşanan vesvese türüne karşı, öncelikle kendinizi suçlamayacak, "neden"ini, "niçin"ini merak edip kurcalamayacaksınız, gözünüzde büyütmeyecek, şişirmeyeceksiniz.

Ama en önemlisi, korkmayacak, ürkemeyecek, "İyileşir miyim acaba" gibi şüphelere, vehimlere kapılmayacaksınız. "Abdestim, guslüm veya namazım eksik mi oldu" gibi tereddütlere düşmeyeceksiniz.

Bunun için sabır gücünü yitirmeyin, azminizi bitirmeyin, şifa aramaya devam edin. Kurtulacaksınız inşallah...

Soru ve sorunlarınız için; [email protected] adresine mail gönderebilirsiniz....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Mehmet PAKSU Arşivi