Dolar kuru risk mi yoksa fırsat mı?

Dolar kuru risk mi yoksa fırsat mı?

Dolar ne olacak? Yükselirse mi kazanacağız; yoksa düşerse mi daha çok kazanacağız?


Spekülatif hareketleri bekleyenler açısından kur hareketleri doğru tespit edildiğinde her yönde kazanç elde edilebiliyor. Mesela dolar satmış birisi için, fiyatın düşmesi yeni bir alım fırsatı olarak kâr yazabiliyor. Veya elinde dolar tutanlar açısından her zaman yükselişler kazanç fırsatı olarak dört gözle beklenen durumdur.


Eylül 2008 sonuçlarına göre ülkemizin dış borç stoku 289 milyar dolar olarak görülmektedir. Bu borcun yüzde 58,7'si ise dolar ve dolar türü borçlardan oluşmaktadır. Yine 30 Ocak 2009 tarihi itibari ile ülkemiz özel kesiminin elinde 85 milyar dolar döviz varlığı bulunmaktadır. Bu döviz varlıklarının ise yüzde 57,6'sı dolar türünden oluşmaktadır.


Burada bir farka dikkat çekmek istiyorum. Dış borç stoku açıklandığında dolar kuru tüm dünyada bugünkü değerinden daha değersizdi. Örneğin avro karşısında 1,40 değerdeyken şimdilerde 1,30'un altına inerek değer kazanmıştır. Döviz stoku ile döviz varlığı arasında nereden bakarsak bakalım 70 milyar dolarlık MB rezervini de eklediğimizde 130 milyar doları aşan net açık durumumuz bulunmaktadır. (Merkez Bankası yükümlülükleri ayrıca dışarıda tutulmak şartına rağmen)


Buradan varmak istediğimiz noktaya yavaş yavaş yaklaşalım. Bugün dış ticarette ihracatımız yıllık 130 milyar dolar seviyelerinde görülmektedir. İhracat ile kur dengesini aşağı yukarı oturtmaya çalıştığımız ama ithalatçının açıkta kaldığını görebiliyoruz.


Fakat gözden kaçırmamamız gereken bazı noktalara da değinmek gerekiyor. Geçmiş kur krizlerinde yukarıda ifade ettiğimiz denge kur artışı lehineydi. Yani kur artışları kısa vadede zarar yazmış olsa da uzun vadede daha çok fayda sağlıyordu. Bugün o noktada değiliz ama en azından denge noktası civarındayız. Yani kur artışından beklediğimiz kadar fayda sağlayamayabiliriz. Kur riskine karşı özel sektörün kısa vadeli destek ihtiyacı oluşabilir.


Türkiye dış ticaretinin yüzde 65'inin avro ve avro bölgesi üzerinden gerçekleştiriyor. Bu nedenle değer kaybeden avro, dış ticaret yapımızı negatif yönde etkiler duruma gelmiştir. Geçmiş yıllarda büyük fayda sağladığımız avro avantajını da bugünlerde kaybetmek durumundayız.


Küresel krizin yeni bir karar aşamasına geldiği bu günlerde içerde eski aynı sorular yeniden gündeme gelebilir:


Dolar ne olur? Kriz derinleşir ise dolar kaça çıkar?


İşte bu noktada kur artışını dört gözle bekleyenlerle; kur artışından fırsat kollayanların aynı düzeylerde olduklarını görüyoruz. Kur'un kaderini ithalatçılar ile az sayıda kalan sıcak paracılar kısa vadede de belirleyebilir. Ama orta vadede borç çevirme oranı doların gerçek kaderini belirleyebilecektir.


Bu nedenle yurtiçinde 1,72'leri takip edenler ayrıca yurtdışında borç piyasalarının çalıştığını gösteren Libor faiz oranlarını da izlemeleri gerekiyor

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi