Abdulkadir İPEKOĞLU

Abdulkadir İPEKOĞLU

“FİLİSTİNE EL SÜRÜLEMEZ!..”

“FİLİSTİNE EL SÜRÜLEMEZ!..”

Değerli okuyucularım,

Her zaman  kendisini rahmet ve minnetle andığımız Cumhuriyetimizin ve devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve silâh arkadaşları önünde saygıyla eğiliyorum.

Bugün Atatürk’ün değişik yönleri ele alınıp işlenecek ama ben, yıllarca cehenneme dönen Ortadoğu-Filistin ve İsrail için Atamızın görüşlerini sunacağım.

İsrail’in yıllarca Filistini ve ardından Gazze’yi kan gölüne çevirmesi yetmemiş gibi Lübnan’ı vurması, son günlerde siviller üzerinde denemediği bomba bırakmaması, karşısında Atatürk’e dönmeliyiz... Bunca sivil kayıplara rağmen Ortadoğu’ya ölüm ve katliam yağdırmaya devam eden İsrail, binlerce masum insanı öldürdükten sonra, Birleşmiş milletlerin ilk kez İsrail’i suçlu bulması, ister istemez Türkiyemin Ortadoğu’daki gücünün eseridir diyebiliriz. Filistin ve diğer Ortadoğu ülkeleriyle Türkiye’nin çıkarları paralellik arz ettiği müddetçe, İsrail aklını başına almalı artık.

Bundan dolayı Türkiye İsrail’in ve ABD’nin yaptıklarını “stratejik müttefik” kısır döngüsü çerçevesinde değerlendirerek büyük bir yanılgı içerisinde bulunmaktadır. Bu topraklar bizim için başta güvenlik olmak üzere pek çok açıdan önemlidir!..

Mustafa Kemal Atatürk İsrail’in kurulmasından yıllar önce yapmış olduğu açıklamalar Filistin’in ve diğer kutsal toprakların Türkiye için ne kadar öneme haiz olduğunu göstermektedir.

Attila İlhan’ın  da belgeleriyle açıkladığı bu gerçekler, Atatürk’ün hem ne kadar ileri görüşlü olduğunu göstermekte hem de Atatürk’ü din düşmanı gibi göstermeye çalışanların yanıldıklarını bir kez daha belgelerle ortaya koymaktadır

Hindistan’da 27 Temmuz 1937 tarihinde yayımlanan, Bombay Chronicle gazetesinde Atatürk’ün açıklamaları şu başlıklarla verilir;

“Filistin’e el sürülemez!”

“Kemal Paşa Avrupa’ya ihtar ediyor”

“Türkler mukaddes topraklarda, yabancı hâkimiyetine tahammül etmeyeceklerdir!..”

Atamız, 1923 yılında: “Milletimiz din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete maliktir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalp ve vicdanlarından çekip alamamıştır ve alamaz!...”

Hal böyle olmasına rağmen, benim cennet ülkemde Atatürkçülük adı altında benim yüce dinimin gelişmemesi için neler yapıldığını bilmeyen de yoktur sanırım!.. Ama, Allah’ın yaktığı çırayı söndürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.

Bu açıklamalar bile tek başına Filistin’e yüreği vatan-millet-bayrak ve Allah aşkına tutuşan Atatürk’ün ne kadar önem verdiğini göstermeye yeterlidir. Atatürk’ün Filistin’e verdiği önem şüphesiz Filistin’de kendine yer edinecek olan Yahudilerin daha sonra Türkiye’yi yani Anadolu topraklarını da tehdit edeceklerini gördüğü içindir!.. İşte siyasi dehalık, liderlik bu olsa gerek dostlarım.

Daha İsrail kurulmamışken Türkiye’yi gelecekte tehdit edebilecek olan bu oluşumun ve bölgedeki diğer işgallerin önüne geçmeye çalışan Atatürk’le, İsrail’i kınamaktan bile korkan ve ABD’nin işgallerine destek verme yanlışına düşen mandacı politikacılar arasındaki anlayış farkını değerlendirmeyi aklıselim sahibi değerli okurlara bırakıyorum… Artık Orta doğuda BEN DE VARIM demenin zamanı geldi ve geçmektedir… Bu yolda adım atan iktidarı-muhalefetiyle herkesi kutlarım.

Bombay Chronicle gazetesinde Atatürk’ün TBMM’de yaptığı şu konuşmaya da yer verilir. Atatürk 1937 yılına tekabül eden bu konuşmasında Filistin ve tüm Ortadoğu’yla ilgili olarak şu çarpıcı tespitlerde bulunuyor“...

Arapların arasında mevcut olan karışıklığı ve hoşnutsuzluğu kimse bizim kadar bilemez. Biz, vakıa birkaç sene Araplardan uzak kaldık, fakat şimdi kendimize kâfi derecede güvenip ve kudretimizi bildiğimiz için İslâmiyet’in mukaddes yerlerinin, Musevilerin ve Hıristiyanların nüfuzu altına girmesine mâni olacağız. Binaenaleyh şunu söylemek istiyoruz ki, buraların Avrupa emperyalizminin oyun sahası olmasına müsaade etmeyeceğiz...”

“...biz şimdiye kadar dinsiz ve İslâmiyet’e lâkayt olmakla itham edildik. Fakat bu ithamlara rağmen Peygamber’in son arzusu, yani mukaddes toprakların daima İslâmiyet hâkimiyetinde kalmasını temin için, hemen bugün kanlarımızı dökmeye hazırız. Ceplerimizin Selâhaddin-i Eyyûbi idaresi altında, uğrunda Hıristiyanlarla mücadele ettikleri toprakların, yabancı hâkimiyeti ve nüfuzu altında bulunmasına müsaade etmeyeceğimizi beyan edecek kadar bugün, -Allah’ın inayetiyle- kuvvetliyiz...”

 (...bu evrak, o zamanki Dahiliye Vekili Şükrü Kaya Bey ’in imzasıyla; ’TC Dahiliye Vekâleti, Matbuat Umum Müdürlüğü’ antetli bir evrak ile Başvekâlet Yüksek Makamı’na sevk edilmiştir. Kayıt numarası, 5476/7/1/K7’dir.

Bu açıklamalar göstermektedir ki, 1937 yılının Atatürklü Türkiye Cumhuriyeti Ortadoğu’daki gelişmeler konusunda duyarsız değil, bilakis çok etkin bir durumdaydı. Merak ediyorum, yoksa Atatürk’ümüzü bu mega görüşlerinden dolayı bu zihniyet mensupları tam hizmet yaşında zehirlemiş olamazlar mı?..

Aynı zamanda Dünya basınına yukarıdaki haberleri yaptıracak kadar da itibarlıydı.

Ama Atatürksüz 2009 yılına kadarki Türkiye’si Ortadoğu’da bizi tehdit eden gelişmeler karşısında tamamen duyarsız iken, Başbakanımızın Davosta ONE MİNİ sözleriyle, tekrar Türk milletinin Filistin ve Ortadoğu’ya karşı duyarsız kalmadığını bütün dünyaya adeta ispatlamıştır…

İşte İsrail ve ABD gibi ülkeler de Türkiye’nin içerisine düşürüldüğü bu acziyetten cesaret alıp yıllarca katliamlarına katliam katmaya devam ettiler.O da yetmemiş gibi, bizzat Türkiye cumhuriyetinin bir kısım ricallerince kendilerine verilen yetkiyle yıllarca Konya hava sahasında uçaklarıyla eğitim de yaptırıldılar değil mi?.. Ama gelin görün ki, tecrübelerini pekiştiren İsrailli pilotlar korkarım ki bir gün İran’a, diğer gün başka bir ülkeye, hatta ülkemize de niçin saldırmasınlar ki!..

Ama, ülkemin yönetiminde Atatürk gibi ileri görüşle yöneticiler, binanın tuğlaları gibi sımsıkı halkımız olduğu müddetçe asla amaçlarına ulaşamayacaklardır.

Yürekten inanıyorum ki,  Atatürk’ün ufku devam ettirilseydi bugün Irak’a, Filistin’e Afganistan’a ve Lübnan’a hiçbir yabancı devlet el süremezdi!.. İsrail YERİNDE SAY yapardı!.. İnşallah Türk milleti güçlü olduğu sürece bu günleri yaşayacağımız günler uzak değil, aksine çok yakındır… Çok çalışalım, Yaşayalım ve görelim efendim.

Atatürk’ün:

-“ÇALIŞMADAN,ÖĞRENMEDEN,YORULMADAN RAHAT YAŞAMANIN YOLLARINI ALIŞKANLIK HALİNE GETİREN MİLLETLER EVVELA HAYSİYETLERİNİ, SONRA HÜRRİYETLERİNİ, DAHA SONRA DA İSTİKBALLERİNİ KAYBETMEYE MAHKÜMDURLAR”..” sözünün amansız eri olduğunuza ve bu yolda bir mum gibi kendinizi erittiğimize inancımız tamdır, çalışacağız ve sürekli kazanacağız artık.

Lütfen bu asil Türk milletini layık olduğu yere ulaştırabilmek, gaflet uykusundan uyandırmak için  tek bir vücut ve tek bir yürek halinde A’dan Z’ye herkesi bu cennet ülkem için çalışmaya ve onun inkılâplarının tümünü  mükemmel bir şekilde fikirleriyle beraber öğrenmeye ve çocuklarımıza öğretmeye, milli konular üzerinde iktidarı ve muhalefetiyle bir binanın tuğlaları gibi sıkı sıkıya kenetleşmeye herkesi  davet ediyorum.

Ancak bu şekilde onun hedeflediği MUASIR MEDENİYET seviyesini yakalayabiliriz.

Her ölüm yıl dönümünde kendisini rahmet ve minnetle andığımız o büyük insan, İşte Atatürk ve onun gücü… Onu yılda bir gün değil, her an rahmet ve minnette anmalı, namazlarımızda-kuranlarımızda onun ruhunu sürekli şâd etmeliyiz. Çünkü Onun sayesinde bugün devletli olduk ve bayrağımız gönderde dalgalanmakta. Onun izlediği yolu takip etmekle de çok yakında Ortadoğu’mun süper devleti olacağımız günler de uzak olmasa gerek..

Birlik-beraberlik ve kardeşlik duygularıyla ancak hedeflerimize ulaşabiliriz..

Ne mutlu, onun izinden yürekten yürüyen inançlı vatansever Anadolu gençliğine.

Ne mutlu bu uğurda şahadet şerbetini göğsünü gere gere içen şühedamıza!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
OKUYUCULARIMIZIN DİKKATİNE !... Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
8 Yorum
Abdulkadir İPEKOĞLU Arşivi